19 Ocak 2015 Pazartesi

Bağırsak Bakterileri Düşünceleri ve Davranışları Etkileyebiliyor mu?

İnsan bağırsağında, doğumu takip eden günlerde kalın bağırsaklarda kolonileşen ve kendi
hücrelerimizden çok daha fazla olan değişik bakteri türleri mevcuttur.
Kalın bağırsaktaki bu mikroflora, organ içinde organ oluşturur ve pek çok bedensel fonskiyonu etkiler. Besinlerin alımı ve sindirimine yardımcı olurlar, enfeksiyona karşı inflamatuvar tepkiyi ayarlarlar ve bağırsakları diğer zararlı mikro organizmalardan korurlar
Hamilton McMaster Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırmada Ontorio, bağırsak bakterilerinin aynı zamanda davranış ve örneğin beyin gelişimi sırasında gen aktivitesini etkileyerek hafıza gibi bilişsel süreci de etkileyebileceğini ifade etti.
Jane Foster ve çalışma arkadaşları, bağırsak bakterisi taşımayan fareler ile taşıyan farelerin performanslarını, endişe benzeri davranışları test etmede kullanılan “yükseltilmiş artı labirent” de karşılaştırdı. Bu labirent iki açık, iki tane de kapalı kolu, açık ve yerden yükseltilmiş bir tavanı olan +(artı) şeklinde bir aparattan oluşmaktadır. Normalde fareler kendilerine saldırabilecek hayvanlar tarafından görülme riskini en  aza indirmek için açık alanlardan kaçınırlar ve “yükseltilmiş artı labirenti” ne konulduklarında kapalı kolların olduğu bölümde daha fazla zaman harcarlar.
Araştırmacılar bağırsak bakterisi olan fareleri bu aparata koyduklarında aynen bu durumla karşılaştılar. Hayvanlar kapalı kısımlarda çok daha fazla zaman geçirdiler ve çok az olarak açık kısımlarda riske atıldılar.
Diğer taraftan bağırsak bakterisi taşımayan fareler çok farklı davranış sergilediler:
açık kolların olduğu yerde çok daha fazla zaman harcadılar ve test boyunca
buraları keşfetmeye devam ettiler ve kapalı alanlara kıyasla, açık alanda
belirgin ölçüde daha fazla zaman geçirdiler.
Araştırmacılar daha sonra farelerin beyinlerini incelediler. Davranışlardaki bu farklılıkların yanısıra, bakterisiz farelerdeki pek çok genin ekpresyon seviyelerinde de değişiklikler buldular. (Gen ekspresyonu: DNA dizisi olan genlerin, fonksiyonel protein yapılarına dönüşmesi süreci için kullanılan bir terimdir. Bu durum genlerin açık (aktif) olup olmadıkları olarak da tanımlanabilir.) Hipokampüste dentat kıvrımda, beyin kaynaklı nörotrofik faktör( BDNF) ayarı belirgin derecede yükseltilmişken, 5HT1A seratonin reseptörü alt tipi aşağı doğru regüle edildi. Ayrıca amigdalada da, NMDA reseptörünün NR2B altbirimini kodlayan gen aşağı doğru regüle edildi.
3 gen de daha önceden heyecan ve endişe benzeri davranışlarla ilişkilendirilmişti. BDNF, iyi bir beyin gelişimi için çok önemli büyüme faktörüdür. Yeni bir araştırma göstermiştir ki, BDNF’nin bağlı olduğu TrkB reseptörünüçıkarmak, farelerdeki yeni doğmuş nöronların hipokampal devreye entegre oluş biçimlerini değiştirmekte ve endişe benzeri davranışları artırmaktadır.
Beynin her tarafında çok fazla mevcut olan serotonin reseptörlerinin ruh haliyle ilgili olduğu çok iyi bilinmektedir. 5HT1A alt tipini aktive eden bileşikler aynı zamanda endişe benzeri davranışları da üretmektedir.
NMDA reseptörü NR2B alt biriminin amigdalada aşağı doğru regüle edilmesi tespiti çok ilginçtir. NMDA reseptörlerinin çok fazla alt birimleri vardır ama sadece NR2B alt birimleri, amigdalanın gelişim ve fonksiyonunda kritik öneme sahiptir.
Amigdala, korku ve diğer duygularda, öğrenme ve hafızada çok önemli bir rol sahibidir.
Bu reseptörleri engelleyen ilaçların, korkulu anıların formasyonunu engellediği
ve de sıçanlarda alkolün kesilmesiyle ilişkili endişeyi azalttığı gözlenmiştir.
Beyin ve bağırsaklar arasında bahsedilen bu etkileşim yeni bir görüş değildir. Mesela, hassas bağırsak sendromu (IBS), psikiyatrik hastalıkla bağlantılıdır ve aynı zamanda bağırsaklardaki bakteri popülasyonundaki değişiklikleri de içermektedir. Ama bu çalışma, bağırsaklarda bakterinin  olmamasının, davranışlarda değişikliğe yol açtığını gösteren ilk çalışmadır. Doğumu takip eden günlerde, ki beyin gelişiminin çok hassas olduğu dönemdir, bakteriler bağırsakları istila eder ve bazı genlerin ekspresyonunda değişikliklere yol açarak davranışları etkiler.
Bağırsak bakterilerinin bu değişikliğe nasıl yol açtığı tam olarak bilinmiyor. Ama bunu sindirim, nefes alma, kalp atışı gibi periferal sinir sisteminin otonom kolu aracılığıyla yapıyor olabilirler. “Beyin-bağırsak ekseni” ndeki bu etkileşimi daha iyi anlamak, “Hassas Bağırsak Sendromu” gibi mide-bağırsak  hastalıklarıyla bazen aynı anda görülen psikiyatrik semptomların ele alınmasında yeni yaklaşımlar sunabilir ve bağırsak bakterilerinin yetişkin beyin fonksiyonlarını etkilediğinin kanıtı olabilir.

17 Ocak 2015 Cumartesi

BEYİN BAĞIRSAK 2

New York’taki Columbia Üniversitesinde görevli nörobilimci, anatomi ve hücre biyolojisi uzmanı, 1998 yılında yayımlandığında çığır açan “The Second Brain” adlı kitabın yazarı Prof. Michael Gershon’a göre “karnımızda ikinci bir beyin bulunuyor“.
Bağırsaklar 100 milyon adet sinir hücresiyle çevrili. Bu kadar çok sayıda sinir hücresine omuriliğinde bile rastlanmıyor. Kulağa hakaret gibi gelse de, birçok nörobilimciye göre “ikinci beyin” asıl beynin bir kopyası. Hücre tipleri, etken maddeler ve reseptörleri aynı.
Karın bölgesinde bu kadar çok sinir hücresinin bulunması bilimcileri de burayı araştırmaya yöneltti. Son dönemde, nörogastroenteroloji gibi zor bir isme sahip olan disipline ilgi hayli arttı.
Enterik sinir sistemi üzerine çalışmalar yapan dünyadaki bilim adamları, “insan bedeninin karanlık bölgelerine yaptıkları keşif gezilerinden” söz ediyor. “Uzun zaman bağırsaklara basit refleksleri olan bir organ gözüyle baktık” diyen Londra Üniversitesinden Emeritüs Prof. David Wingate, “kimsenin aklına sinir liflerini saymak gelmedi” diyor. Gastrointestinoloji uzmanı Wingate, bu alanın öncülerden ve nörogastroenteroloji kavramının yaratıcılarından.
Los Angeles’taki California Üniversitesinden, fizyoloji profesörü ve nörogastroenteroloji uzmanı Emeran Mayer ise “Bundan birkaç yıl önce psikolojik durum ile karındaki ikinci beyin arasındaki ilişkiden bahsetseydim, meslektaşlarım benimle alay ederdi” derken, Flinders Üniversitesinde görevli Avustralyalı araştırmacı Marcello Costa, başta kendisinin de inanmadığını anlatıyor.
Herkesin hemf ikir olduğu konu ise şu: Beyin haricinde en çok sinir hücresinin bulunduğu bağırsaklar, aslında kendi başına bile fazlasıyla karmaşık bir iş olan sindirim işleminden çok daha fazlasını yapıyor. ikinci beyin, hem vücut hem de ruhun hayatta kalmasını sağlıyor; kendisi psikolojimiz üzerinde belirleyici olan serotonin, dopamin, opiatlar gibi psiko-aktiv maddelerin kaynağı. Hatta valium gibi etkili ilaçların teskin edici özelliklerini kazandıran benzodiazepin gibi kimyasallar bile burada üretiliyor. Kısacası karın, beyni pek çok şekilde besliyor.
Yazı: Hania Luczak

16 Ocak 2015 Cuma

BEYİN - BAĞIRSAK İLİŞKİSİ

 Sağlıklı bağırsak florası. sindirim,emilim işlemlerinde aktif rol oynar.bağırsak florası proteinleri sindirir,karbonhidradları fermente eder,yağları ve lifleri parçalr.bağırsaktaki bakteri faaliyetlerin yan ürünleri ; mineral ,vitamin,su,gaz ve pek çok diğer besini  bağırsak duvarından kan dolaşımına taşımakta önemli rol oynar.hal böyleyken dengeli bağırsak florası olmadığı takdirde ,yiyeceklerin normal sindirimi ve emilimi imkansızdır.
Otizmli çocukların genellikle bağırsak sorunları ile mücadele ettiğini görürüz.bunlar ishal-gaz ve kabızlık olarak ortaya çıkmaktadır.bağırsakta bu sorunu olmayan çocuklardada mide sorunları vardır.bunlarda reflü, hazımsızlık ve kusma gibi sorunlardır.çoğunlukla ya tek tip beslenirler yada kanbonhidrat ve şeker ağırlıklı yiyeceklere düşkündürler.
bu beslenme stilleriyle otizmli bireylerin anormal bağırsak floraları,bilinmeyen sayıda nörotoksinler üretir.bu toksinler hasarlı bağırsak duvarından kana geçerek beyine ulaşırlar.bu toksinler herhangi sağlıklı bir kişiyi bile akıl hastası yapabilir.
Bağırsak florası hasarına bağlı olarak birçok mineral,vitamin aminoasit eksiklikleri görülür.ve bu eksiklikler sonucu iyi  beslenemeyen kanda anemi görülür.daha sonrasında bağışıklık sistemi çöker.
bir çok otizmli bireyde yediği besine karşı alerji yada davranış bozuklukları görürüz.
iyi durumda olan otizmli bireylere baktığımızda fazla bağırsak sorunu olmadığı rastlantı değildir.
özetlersek bağırsağı onaran  besinleri alarak tüm bu eksikliklerin tamamlanmasını sağlarız.ve sağlıklı kanla beyinimizde işlevsel çalışır.
Bundan sonraki yayınım bağırsağı onaran besinler hakkında olacak.

11 Ocak 2015 Pazar

FERMENTE SEBZE SUYU TARİFİ

FERMENTE SEBZE SUYU (7 litrelik kavanoz için) Şalgam suyunun peyniraltı suyu ile yapılıışı diyebiliriz. 
 ½ kg havuç,
 ½ kg. Kırmızı pancar
1 baş sarımsak
2 yemek kaşığı doğal tuz
1-5 su bardağı peyniraltı suyu
1-2 kapsül probiyotik

Malzemeleri yıkayıp, kabuklarını soyup,  yukarıdaki resimdeki gibi küçük küçük doğrayarak kavanozun dibine yerleştirin. Sarımsakları da ikiye üçe bölerek ilave edin. 1-2 yemek kaşığı tuz atınız.

probiyotik kapsülleri ve peyniraltı suyunu (süzülmüş ev yapımı yoğurt yada kefir suyu)ilave ediniz.yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi Kavanozu üstte 3-4 parmak boşluk kalacak şekilde suyla doldurunuz.  Karanlık bir yerde oda ısısında 5-7 gün bekletiniz.
Üstünde beyaz bir tabaka olmuşsa dikkatle alınız ve süzerek cam şişelere koyup, buz dolabına alınız. Yemeklerin yanına küçük bir bardak kadar soğuk içecek olarak değerlendirebilirsiniz. 
not: bu içecek harika bir probiyotik olarak bağırsak için idealdir..


9 Ocak 2015 Cuma

ALMAN USULÜ LAHANA VE PANCAR TURŞUSU

Bir tane beyaz lahana,
6 tane orta büyüklükte kırmızı pancar
2 yemek kaşığı doğal deniz veya kaya tuzu
1 su bardağı kefirden ve yoğurtan süzülmüş peyniraltı suyu (Karışık olsun ki, probiyotik çeşiti de fazla olsun)
Bütün malzemeleri doğrayın ve kocaman bir tencereye dökün. İçine peyniraltı suyunu, tuzu ekleyin.
Sonra bu karışımı cam kavanozlara üstte 3-4 cm boşluk kalacak şekilde su ile doldurun.  Kapağını sıkıca kapatıp oda sıcaklığında 15 gün kadar kalmalı. Sonra buzdolabına alabilirsin.tanelerini yemeğin yanında servis edebilir suyunu içebilirsiniz.

ALMAN USULÜ LAHANA TURŞU TARİFİ



Bir tane mor lahana,
  4-5 tane havuç
1 küçük beyaz lahana
1.5  yemek kaşığı doğal deniz veya kaya tuzu
1 su bardağı kefirden ve yoğurtan süzülmüş peyniraltı suyu (Karışık olsun ki, probiyotik çeşiti de fazla olsun)

  havuç hariç Bütün malzemeleri mutfak robotundan geçirin ve kocaman bir tencereye dökün.Havuçları ince ince dilimleyin ve ekleyin, İçine peyniraltı suyunu, tuzu  dökün ve tahta servis kaşığıyla iyice karıştırın. Elinize eldiven geçirip iyice karıştırın ve sulansın.
Sonra bu karışımı bi- iki litrelik cam kavanozlara üstte 3-4 cm boşluk kalacak şekilde doldurun. Karışımı iyice sıkıştırın ve karışım kendi suyunun altında kalmalı. Kapağını sıkıca kapatıp oda sıcaklığında 5 gün kadar kalmalı. Sonra buzdolabına alabilirsiniz.suyunu yemeklerle birlikte içebilirsiniz.

FERMENTE PROBİYOTİK TARİFLER



Kitabın çevirisini yapan ve Türkiyeye kazandıran Gonca Zeybek hanıma yardımlarından dolayı müteşekkiriz.·   

 Kitaptaki tarife göre, frmente sebze ve fermente sebze suyu yapamayanlar olduğu için, aşağıdaki tarifler hazırlanmıştır. fakat  ALMAN USULÜ LAHANA TURŞUSU  ve PANCAR KVAS  birebir  kitaptaki tariften yapabilirsiniz.
FERMENTE SEBZE KARIŞIMI
Bir tane mor lahana,
10 -12 tane havuç
6 tane orta büyüklükte kırmızı pancar
Bir kafa sarımsak
1 bağ maydanoz veya dereotu veya taze nane (Hepsi birlikte de olabilir)
1.5  yemek kaşığı doğal deniz veya kaya tuzu
1 su bardağı kefirden ve yoğurtan süzülmüş peyniraltı suyu (Karışık olsun ki, probiyotik çeşiti de fazla olsun)
2-3 kapsül probiyotik (içindeki toz probiyotik)

Bütün malzemeleri mutfak robotundan geçirin (Büyük parçalar halinde olursa, dişleri sızlatıyor ve çiğnemesi zor oluyor) ve kocaman bir tencereye dökün. İçine peyniraltı suyunu, tuzu ve probiyotikleri dökün ve tahta servis kaşığıyla iyice karıştırın. Elinize eldiven geçirip iyice karıştırın ve sulansın.
Sonra bu karışımı birer litrelik cam kavanozlara üstte 3-4 cm boşluk kalacak şekilde doldurun. Karışımı iyice sıkıştırın ve karışım kendi suyunun altında kalmalı. Kapağını sıkıca kapatıp oda sıcaklığında 5 gün kadar kalmalı. Sonra buzdolabına alabilirsiniz.
FERMENTE SEBZE SUYU (7 litrelik kavanoz için) Şalgam suyunun peyniraltı suyu ile yapılıışı diyebiliriz. 
1 kg mor havuç (mor havuç ve şalgam yoksa; ½ kg havuç, ½ kg. Kırmızı pancar)
1-2 tane kırmızı pancar
1 tane şalgam
1 baş sarımsak
2 yemek kaşığı doğal tuz
1-5 su bardağı peyniraltı suyu
1-2 kapsül probiyotik

Malzemeleri yıkayıp, kabuklarını soyup, küçük küçük doğrayarak kavanozun dbine yerleştirin. Sarımsakları da ikiye üçe bölerek ilave edin. 1-2 yemek kaşığı tuz atınız. Kavanozu üstte 3-4 parmak boşluk kalacak şekilde suyla doldurunuz.  Karanlık bir yerde oda ısısında 5-7 gün bekletiniz.
Üstünde beyaz bir tabaka olmuşsa dikkatle alınız ve süzerek cam şişelere koyup, buz dolabına alınız. Yemeklerin yanına küçük bir bardak kadar soğuk içecek olarak değerlendirebilirsiniz.

GAPS DİYETİNE GİRİŞ



·      Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların ortalama % 60-70’inin bazen iki veya üç yiyecekten oluşan, son derece sınırlı bir beslenme rutini olmaktadır. Diğer GAPS’lı çocukların beslenmeleride işlenmiş karbonhidratlarla kısıtlı oldukları için diyeti aynen uygulamak ve hele giriş diyetinden başlamak son derece zorlu olacaktır, hatta mümkün olmayabilir. 
Bu nedenle direkt GAPS Giriş Diyetiyle başlamak riskli olabilir.Bu gibi durumlarda diyete yavaş yavaş girilmelidir. İzin verilmeyen yiyecekler; diyetten teker teker kaldırılırken, yerine izin verilen yiyecekler dahil edilebilir. Örneğin;hazır dondurma, yerine evde yapacağınız ballı dondurma geçebilir. Kitapta tarif edilen; badem unuyla yapılmış kekleri, kurabiyeleri ona zararlı olan bir yiyecekle değiştirebilirsiniz. Cola yerine; muz, çilek vb. meyvelerle, hindistan cevizi veya badem sütüyle yapacağınız smoothie hazırlayabileceğiniz gibi sebze-meyve suyu da hazırlayabilirsiniz.
GAPS Diyeti yiyeceklere geçişte fermente edilmiş yiyecekler, anahtar bir rol oynayabiliyor. Tatlı, pasta, kek, çikolata vb. alışkanlığı olan çocuklar; fermente yiyeceklere alıştırıldıkça (turşu, kefir altı suyu ile fermente edilmiş sebzeler ve fermente sebze suları, yoğurt, ekşi krema) şeker bağımlılığı azalmaya başlar. Fermente gıdalar şeker bağımlılığını kırmada anahtar faktör olabiliyor. Çünkü fermente gıdalar, dildeki tatlı reseptörlerini bloke eder ve hatta dönüştürür. Bu nedenle de zaman içinde çocuklar, probiyotik gıdalardan ve ekşi yiyeceklerden hoşlanmaya başlarlar.
Ayrıcapatojen bakterileri ve mayaları besleyen şekerli ve nişastalı gıdalar diyetten uzaklaştıkça daha önce yemeyi reddettiği, yiyecekleri yemeye başlayacaktır. Böylece diyette izin verilmeyen yiyeceklerden, izin verilenlere doğru adım adım geçiş yapmak mümkün olabilir. Zaman içinde et sularını, fermente gıdaları da artırınca hızlı bir iyileşme sağlamak mümkün olacaktır.




GAPS DİYETİ AŞAMALARI:

Birinci Aşama:

1.Ev yapımı et-kemik ya da balık suyu
2.Ev yapımı et-kemik veya balık suyuyla yapılan çorbalar
·      Öğün aralarında biraz doğal balla tatlandırılmış zencefil/papatya/nane çayı.
·      Probiyotik Gıda: (ev yapımı sebze suları ve / veya ev yapımı fermente peynir altı suyu, yoğurt ) ilk 1-5 gün 1-2 tatlı kaşığıyla başlayıp,  sonraki 1-5 gün 3-4 tatlı kaşığı. Taa ki her et-kemik suyu veya her çorba kasesine birkaç tatlı kaşığı katıncaya kadar. İshal olan ev yapımı peynir altı suyu veya yoğurt kullanılması tavsiye edilir, kabızlığı olanlar için ise  ev yapımı ve fermente sebze suları kullanmalısınız.Burada bahsedilen peynir altı suyu ev yapımı yoğurtun veya kefirin süzünlen suyudur.